Sıradışı - 24 Ekim 2018

Ülke TV’de ekrana gelen Sıradışı programında bu bölüm Akşam Gazetesi Yazarı Kurtuluş Tayiz, Kanal 7 Dış Haberler Müdürü Taha Dağlı ve Ankara’dan bağlanan Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı ile birlikte yerel seçim sonuçları ve Ekrem İmamoğlu’na mazbatanın verilmesi konuşuldu.

Emin Pazarcı, yerel seçim sonuçlarına değinerek “Ben şu kararlardan çok Türkiye’deki toplumun düştüğü bu hale üzülüyorum. Bizim içimizdeki birtakım insanlar nasıl bu kadar taraftar olabiliyorlar. Nasıl birtakım milliyim diyen, İYİ Parti’nin içinde olan birtakım isimler Amerika’nın içindeki, Batı’daki güçlerle, FETÖ, PKK, HDP ile bir araya gelebiliyorlar. Ben aslında bunun çok ciddi üzerinde durulması gereken sosyolojik bir vaka olduğunu düşünüyorum, hukuksuzluğu savunuyorlar” sözlerini dile getirdi.

Taha Dağlı ise mazbatanın Ekrem İmamoğlu’na verilmesiyle ilgili olarak “İl Seçim Kurulu’nun verdiği bir karardır. Son sözü YSK verecek, o kadar çalınan oy var. Bu, etki altında bırakmayı amaçlayan bir şeydir. İl Seçim Kurulu’nun kararı, YSK’yı etki altında bırakacak bir hamledir” ifadelerini kullandı.

Turgay Güler'in hazırlayıp sunduğu Sıradışı programında bu bölüm Yönetmen Oyuncu Ahmet Yenilmez ve Ankara’dan bağlanan Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı ile birlikte ana muhalefetin gayrı milli duruşu ve sosyal medyadaki algı operasyonları masaya yatırıldı.

Emin Pazarcı, Türkiye’nin zor zamanlar geçirmesine değinerek “Bugün Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ile bizim başımıza çorap örmek isteyenlere karşı gerekeni yapıyoruz. Yıkmaya çalışıyorlar yıkamıyorlar. Darbe teşebbüsünde bulunuyorlar, geçmişte başarılı olurlardı, artık başarılı olamıyorlar. Ciddi bir bağımsızlık mücadelesi veriyoruz. Emperyalizme karşı ciddi bir duruşun içindeyiz” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Pazarcı, Amerika’nın Türkiye’ye oynadığı oyunlarla ilgili olarak “Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi, Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi değildir ve hatta işgal altındadır bile denilebilir. Şimdi böyle bir politika var, bunları insanlara anlatmak lazım. Maalesef CHP’nin genleriyle oynandı, CHP’nin hafızası sıfırlandı ve Kılıçdaroğlu ortaya çıktı. O açıdan ben Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar yaptığı açıklamaları, attığı adımları çok yadırgamıyorum çünkü nasıl geldiğini biliyorum. Sol bir partinin başındaki sayın Kılıçdaroğlu, Amerika ile özellikle mücadele etmekten çekiniyor ve Amerika Birleşik Devletleri’nin aleyhine de pek beyan vermemeye çalışıyor. Mesele budur. Buraya bakıldığı zaman Türkiye’de neler yapılmaya çalışılıyor, Türkiye’de ne oyunlar oynanıyor onları görmek mümkün” açıklamasında bulundu.

Turgay Güler'in hazırlayıp sunduğu Sıradışı programında bu bölüm Prof. Dr. Mehmet Çelik, Kanal 7 Dış Haberler Müdürü Taha Dağlı ve yayına bağlanan Avukat Dr. Mehmet Sarı ile birlikte YSK’nın gerekçeli kararı masaya yatırıldı.

Gazeteci Turgay Güler “Cumhuriyet tarihinin en büyük oy hırsızlığı YSK kararıyla, yani bu konudaki en üst düzey mahkemenin gerekçeli kararıyla tescillenmiş oldu. Öyle gerekçeler, veriler, belgeler, bilgiler var ki, 31 Mart seçimleri tam bir rezaletmiş. O yüzden sürekli konuyu değiştiriyorlarmış, o yüzden sürekli kaçıyorlarmış” sözlerini dile getirdi.

Ayrıca Güler “Oyunu kuran öyle bir oyun kurdu ki, bu tür organize işlerde öyle de olsa böyle de olsa her ikisinde de karlı çıkan oyunu kurandır. Bu, çalındığı fark edilmemiş olsa, seçimler iptal edilmemiş olsa, CHP’nin adayı haksız bir şekilde belediye başkanı olacaktı” açıklamasında bulundu.

Turgay Güler'in hazırlayıp sunduğu Sıradışı programında bu bölüm Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan ile birlikte 23 Haziran İstanbul seçimi masaya yatırıldı.

Savcı Sayan, 23 Haziran İstanbul seçiminin önemiyle ilgili olarak “Bizim burada amacımız İstanbul’da Binali Bey’in şahsının ya da İmamoğlu’nun şahsının başarılı başarısız olma durumu değildir. Onun daha ötesinde bir durum var. Memleketin geleceğiyle, Türkiye’nin birlik ve beraberliğiyle alakalı bir durum var” şeklinde konuştu.

Ayrıca Sayan, İstanbul seçiminde CHP’nin ittifakları ve üst aklın etkisine değinerek “Bunların anlaşmaları İstanbul belediye seçimi üzerine değildir. Bunların anlaşmaları belediye seçimlerinden sonra Türkiye’de yapmak istediklerine yol açma çalışmasıdır. Fakat bunların bilmediği bir şey daha var. Bunları kullanan bir üst akıl var. Bu üst aklın gayesi de İstanbul’dan on beş milyon nüfusun yedi sekiz milyonunu Anadolu’ya geri göndermek, İstanbul’da oturup bütün Anadolu’da küçük devletçikler oluşturup bunları birbirleriyle savaştırmak” ifadelerini kullandı.