Belgeseller - 4.Bölüm
22.06.2018 14:11
14 Ağustos 2001’de kurulan ve o tarihten beri girdiği tüm seçimleri büyük farklarla kazanmayı başaran bir partinin mücadelesi, istikrarı ve bilinmeyenlerinin anlatıldığı ‘Bir Halk Hareketi: AK Parti’ Belgeseli dördüncü bölümüyle ekrana geldi.
AK Parti iktidarda beş yılı geride bırakırken halkın desteği de günden güne artmıştır. Yapılan icraatlar hızla devam ederken bu hizmetlerin önündeki en büyük engellerden biri dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’dir. Sezer’in görev süresi dolmak üzeredir ve Meclis’te sayısal üstünlüğü bulunan AK Parti’nin önereceği adayın seçileceğine kesin gözüyle bakılmaktadır. Ancak eski Türkiye’nin oligarşik düzeni boş durmayacaktır.
AK Parti’nin göstereceği adayın cumhurbaşkanı olmaması için ilk önce ortaya Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu çıkar. AK Parti’nin sandalye sayısının cumhurbaşkanını seçmeye yeterli olmayacağını ve “TBMM’deki oylamaya 367 milletvekili katılmazsa seçim iptal olacağını” söyler. Tarihe ‘367 garabeti’ olarak geçen bu uyduruk hukuki yorum muhalefetin en büyük argümanı haline gelir. Muhalefet partileri, sol tandanslı sanatçılar, rektörler ve birçok kesim ulusalcılık parantezinde bir araya gelir. Bütün amaç Recep Tayyip Erdoğan veya onun işaret ettiği bir adayın köşke çıkmasını demokrasi harici bir yolla engellemektir.
Sıradan bir siyasetçinin ve alışılmış bir lider tipinin endişeye kapılıp boyun eğebileceği bir ortam hazırlanmıştır lakin hesap edilemeyen bir şey vardır; Recep Tayyip Erdoğan, halkının iradesini kimseye ve hiçbir güç odağına ipotek ettirmemeye kararlıdır. Erdoğan, Cumhuriyet Mitingleri gerçekleştikten 10 gün sonra Abdullah Gül’ü AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklar ve Gül, 361 milletvekilinin katıldığı ilk turda 357 oy alır.
Önceden tasarlanan bir şekilde CHP cumhurbaşkanlığı seçimini Anayasa Mahkemesine taşır. O günün akşamı saat 23. 17’de Genelkurmay’ın internet sitesinden bir basın açıklaması yayınlanır. Tarihe E-Muhtıra olarak geçen bu açıklama da kutlu doğum haftası gibi etkinlikleri irtica faaliyet olarak örnek gösterdikten sonra asıl vurgulanan nokta; Cumhurbaşkanlığı seçimi ve laikliktir. Ve şu ifadeler kullanılır; “unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur.”
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal eder ve AK Parti erken seçim kararı alır. 22 Temmuz akşamı sandıklar açıldığında ortaya ibretlik bir manzara çıkmıştır ve AK Parti %46,58 gibi rekor bir oy oranıyla tekrar iktidar olur. Millet, orduyu göreve çağıranlar ve demokratik yolları tıkayanlara büyük bir ders verirmiştir. Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Abdullah Gül üçüncü turda Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı seçilir. Gül, Meclis tarafından seçilen son Cumhurbaşkanı olur. Bütün bu yaşananlar ise Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından doğrudan seçilmesi gerektiği gerçeği ile Türkiye’yi tanıştırır…
YORUMLAR İlk Yorum Yapan Sen Ol